azar azar dağıtmak ne demek?
Dole out.
dole
- Keder, hüzün
- Haftalık yardım
- Kısım, hisse, pay, nasip
- Muhtaç kimselere yiyecek, giyecek dağıtımı
- Hükümetin işsizlere yardım olarak verdiği para
- Yardım, iane, sadaka verme
- Yoksulluk yardımı
- İşsizlik parası
azar
- Paylama.
- Çıkışma.
- (Özr. C.) Özürler, maniler, bahaneler, engeller. (Osmanlıca'da yazılışı: a'zar)
- İncitme. Tazib. Kırılma. Tekdir. Zulüm. Ukubet.
Rebuke.
Reproach.
Reproof.
Scolding.
Talking-to.
Blame.
azar azar
- Süreyi uzatarak, yavaş yavaş, az az.
- Yavaş yavaş.
- Az az
- Küçük ölçülerle.
Little by little.
Glean.
Gradually.
Piecemeal.
Bit by bit.
Inchmeal.
azar
- Paylama.
- Çıkışma.
- (Özr. C.) Özürler, maniler, bahaneler, engeller. (Osmanlıca'da yazılışı: a'zar)
- İncitme. Tazib. Kırılma. Tekdir. Zulüm. Ukubet.
Rebuke.
Reproach.
Reproof.
Scolding.
Talking-to.
Blame.
dağıtmak
- Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
- Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek.
- Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak.
- Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak.
- İletmek, ulaştırmak
- Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek.
- Kurulu bir düzeni bozmak.
Rough up.
Dispatch.