azar azar ilave etmek ne demek?

  1. Yemeğe katılacak bir maddenin; yemek karıştırırken damla damla veya incecik akıtılarak eklenmesi.

azar

  1. Paylama.
  2. Çıkışma.
  3. (Özr. C.) Özürler, maniler, bahaneler, engeller. (Osmanlıca'da yazılışı: a'zar)
  4. İncitme. Tazib. Kırılma. Tekdir. Zulüm. Ukubet.
  5. (en)Rebuke.
  6. (en)Reproach.
  7. (en)Reproof.
  8. (en)Scolding.
  9. (en)Talking-to.
  10. (en)Blame.

azar azar

  1. Süreyi uzatarak, yavaş yavaş, az az.
  2. Yavaş yavaş.
  3. Az az
  4. Küçük ölçülerle.
  5. (en)Little by little.
  6. (en)Glean.
  7. (en)Gradually.
  8. (en)Piecemeal.
  9. (en)Bit by bit.
  10. (en)Inchmeal.

azar

  1. Paylama.
  2. Çıkışma.
  3. (Özr. C.) Özürler, maniler, bahaneler, engeller. (Osmanlıca'da yazılışı: a'zar)
  4. İncitme. Tazib. Kırılma. Tekdir. Zulüm. Ukubet.
  5. (en)Rebuke.
  6. (en)Reproach.
  7. (en)Reproof.
  8. (en)Scolding.
  9. (en)Talking-to.
  10. (en)Blame.

ilave

  1. Katma, ekleme, ulama.
  2. Eklenmiş, katılmış parça.
  3. Arttırma, büyütme, abartma.
  4. Ek.
  5. Herhangi bir ibare, yazı, imza vb. nesnelerin belgeye eklenmesi.
  6. (C.: İlavat) Katma, ek yapma, arttırma, zam.
  7. (en)Additional.
  8. (en)Supplemental.
  9. (en)Supplementary.
  10. (en)Extra.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

azarazar azarazar azar akmakazar azar artmaazar azar azaltmakazar azar dağıtmakazar azar gelmekazar azar içmekazar azar yemekazar işitmekazaaza çoğa bakmamakaza kanaat etmekaza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamazaza olmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın