az ne demek?
- Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksiklik.
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu.
B. R. Eyuboğlu - Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik, çok karşıtı.
- Küçük miktarda, çok olmayan.
- Küçük bir kısım, küçük bir miktar.
- Nadir olarak görülen eşya, zümre. Seyrek, ender.
- Azot elementinin simgesi. Bu gaz N simgesi ile de gösterilir.
- Little.
- Small.
- Short.
- Under.
- Insufficient.
- Poor.
- Contracted.
- Inconsiderable.
- Meager.
- Meagre.
- Poco.
- Scrimp.
- Scrimpy.
- Shoestring.
- Skimp.
- Skimpy.
- Slender.
- Slim.
- Spare.
- Stingy.
- Hypo-.
- Narrow.
- Remote.
- Scant.
- Scanty.
- Tenuous.
- Rarely.
- Seldom.
- Insufficiently.
- Small amount.
- Penurious.
- Scarce.
- Trifling.
- The demon of greed.
- The azimuth of a celestial body is the angle between the vertical plane containing it and the plane of the meridian.
- State in southwestern United States; site of the Grand Canyon.
- Azimuth.
- Arizona.
az alkollü
- Underproof.
az ateş çok odunu yakar
- Az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.