avantaj sağlamak ne demek?
Get the whip hand of smb.
avantaj
- Üstünlük sağlayan şey.
- Yarar, kâr.
- Teniste eşitliğin bozulması için alınan ilk puan.
- Bk. üstünlük
- Bk. üstünlük.
Account.
Avail.
Benefit.
Facility.
Start.
avantajı değerlendirmek
Play one's card well.
sağlamak
- Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek
- Elde etmek, sahip olmak
- Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak.
- Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek.
- Tekeffül etmek.
Ensure.
Supply.
Find.
Accommodate.
Accommodate smb.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
avantajavantajı değerlendirmekavantajı olmakavantajlaravantajlıavantajlı biçimdeavantajlı durumdaavantajlı olmakavantajlı yeravantajlılıkavantaavanta etmekavantacıavantacı kimseavantacılıksağlamaksağlamasağlama almaksağlama bağlamaksağlama bölümüsağlama damgasısağlamsağlam açınınıksağlam adımlarla ilerlemeksağlam alacaklısağlam ayakkabı değilsağlasağlak