sağlama ne demek?

  1. Sağlamak işi.

    Olmadık şaklabanlıklar yaparak onun çığlık çığlık gülmesini sağlamaya çalışmıştım.

    R. Mağden
  2. Bir problemin çözümü veya bir hesabın doğruluğunu denetlemek için yapılan kontrol işlemi, mizan.
  3. Tekeffül.
  4. (en)Checking.
  5. (en)Providing.
  6. (en)Provision.
  7. (en)Supply.
  8. (en)Accommodation.
  9. (en)Proof.
  10. (en)Enlistment.
  11. (en)Obtainment.
  12. (en)Procuration.
  13. (en)Procuring.
  14. (en)Verification.
  15. (en)Check.
  16. (en)Securing.
  17. (en)Gaining.
  18. (en)Achieving.
  19. (en)Bringing sth about.
  20. (en)Proof (used to check a computation.

sağlamak

  1. Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek
  2. Elde etmek, sahip olmak
  3. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak.
  4. Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek.
  5. Tekeffül etmek.
  6. (en)Ensure.
  7. (en)Supply.
  8. (en)Find.
  9. (en)Accommodate.
  10. (en)Accommodate smb.

sağlama almak

  1. (en)Secure, make sure, assure, ensure, play it safe, underwrite, batten, entrench, insure, intrench, skid.

sağlama bağlamak

  1. (en)Secure, make sure, anchor, clinch.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sağlama almaksağlama bağlamaksağlama bölümüsağlama damgasısağlama dizisisağlama dosyasısağlama günüsağlama ikilisağlama kuralısağlama sayısısağlamsağlam açınınıksağlam adımlarla ilerlemeksağlam alacaklısağlam ayakkabı değil
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın