şahit olmak ne demek?
- Tanık olmak
Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı.
Y. Kemal - To witness.
tanık
- Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit
- Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit.
- Bir olaya ilişkin bilgilerini yetkili görevliye bildiren yansız kişi.
- Şahit.
- Tanınan.
- Erek.
- Heykel.
- Evidence.
- Attester.
- Deponent.
şahit tepe
- Bk. tanıktepe
şahit
- Tanık
- Bk. tanık
- Witness.
- Evidence.
- Attester.
- Eyewitness.
- Eyewitness tanık.
- Attestor.
- Attestant.
- Authority.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
şahit tepeşahitşahitleri tekrar dinlemekşahitlerin tekrar dinlenmesişahitlişahitliğe çağırmakşahitlikşahitlik etmekşahitlik yapmakşahitsizşahişahidşahidi dinlemekşahiduddinşahidüddinolmakolmak istiyorolmak üzereolmak üzere olanolmaksızınolmaktaolmakta olanolmaktan çok uzakolmaolma ihtimali çok uzak istekolmadanolmadan da yapabilmekolmadan yapmak