ünlü dava ne demek?

  1. (en)Cause celebre.

cause

  1. Sebebiyet vermek.
  2. Sebep olmak.
  3. Neden olmak, meydan vermek, sebep olmak, yol açmak, doğurmak
  4. Sebep, illet, neden
  5. Gaye, hedef, amaç
  6. Harekete sevkedici unsur
  7. Dava konusu (hukuk)
  8. Doğurmak, tevlit etmek
  9. Netice meydana getirmek

ünlü daralması

  1. Yanlarında geniş ünlüleri daraltma etkisi yapan bazı ünsüzlerin etkisi altında geniş ünlülerin a > ı, o > u, e > i, ö > ü biçimindeki daralma olayı. Bu olay yazı dilindeki bazı örnekler dışında Anadolu ağızlarında yaygındır. çağır- > çığır-, az > ız, yeni > yini, varınca > varıncı, oraya > orıya, beyit > biyit, böyük > büyük, ova > uva, sovan > suvan, telefon > telefun, başla-yor > başlıyor, oyna-yor > oynuyor, sürükle-yor > sürüklüyor vb.
  2. (en)Breaking.
  3. (fr)Retrecissement, frecture brisure

ünlü değişimi

  1. Ünlülerin ünlülere veya ünsüzlerin ünlülere yaptığı etki sonucunda bir ünlünün nitelik değiştirmesi olayı. Ünlülerin birbirine etkisine veya daha başka nedenlere bağlananünlü değişimi, ünlü uyumu; ünsüzlerin ünlülere etkisinden doğanünlü değişimi, ünlü incelmesi, ünlü kalınlaşması, ünlü daralması, ünlü genişlemesi, ünlü yuvarlaklaşması veya ünlü düzleşmesi biçiminde (bunlara bk.) kendini gösterir. Genellikle ağızlarda görülür: kayış > geyiş, çocuk > çöcük, buz > büz, bıldır > bildir, «geçen yıl», beğen-> ban-,köle > kole; az > ız, ağaç / ıgaç, çağır-> çığır-, alınca > alıncı, koy-> guy-, ova > uva, cep > cöp, bebek > böbek, çekirge > çökürge, fırsat > fursat, müddet > middet vb. Türkçedeki ünlü değişimlerinin Almanca Bruder «erkek kardeş», Brüder «erkek kardeşler», İng. man «adam», men «adamlar» örneklerinde görüldüğü gibi anlama etkisi yoktur.
  2. (en)Vocalic alternation, vowel gradation mutation.
  3. (fr)Inflexion vocalique, alternance vocalique

dava

  1. Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma.
  2. İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav
  3. Sorun
  4. Ülkü
  5. Sevgili.
  6. Aranç, dilem, ~ etmek: arançlamak, dilemlemek. ~ nın ihbârı : arancın, dilemin bildirilmesi, ~ ya müdâhale: aranca, dileme katılma. ictinâb ~ sı: önleme arancı, dilemi. îfâ ~sı: ödeme arancı, dilemi, inşâî ~ biçimleyici aranç, dilem (Gestaltungsklage), men' ~sı: giderme arancı, dilemi, tesbît ~ sı: belirtme (saptama) arancı, dilemi.
  7. Yargılıklarca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar için, yasada gösterilen yöntemine göre açılan ve yapılacak yargılama sonucunda, yargıcın kararıyla yargıya bağlanan uyuşmazlıklara ilişkin istemler.
  8. Bk. kanıtsav
  9. Takib edilen fikir, iddia. (Osmanlıca'da yazılışı: da'vâ)
  10. (en)Lawsuit.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ünlü daralmasıünlü değişimiünlü düşmesiünlü düzleşmesiünlü atlamasıünlü benzeşmesiünlü boşluğuünlü çarpışmasıünlü çatışmasıünlüünlemünlem aloünlem bana bakünlem cehennemünlem cümlesidavadava açılması zorunluğu ilkesidava açmadava açmada özerklikdava açmakdava adamıdava aktarımıdava dışı olandava edilebilirdava ehliyetsizliğidav
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın