zorunlu borç erteleme ne demek?
- Pek bunalımlı işlemlerde bir ülkede, bölgede bir bölüm ya da tüm borçlardaki ödeme zorunluluğunun geri bırakılması.
- Moratorium.
- Moratorium
zorunlu
- Kesin olarak gereksinim duyulan, zaruri, mecburi, ıstırari
- Doğal olarak kaçınılması imkânsız olan, olumsal karşıtı.
- Zarûrî. ~ durum,zorunluluk durumu: ıztırâr hâli.
- İsteğe bağlı olmayan.
- Obligate.
- Bound.
- Apodictic.
- Bound to.
- Coercible.
- Compulsory.
zorunlu altyazı
- Forced caption
borç
- Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para, başka bir şey
- Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
- Borş.
- Bir iktisadi karar biriminin bir diğerine karşı ödemesi gereken para veya yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.
- İki ya da daha çok kimseler arasında, karşılıklı olarak doğan yükümlerin tümünü belli eden türe bağı.
- Geri verilmek niyetiyle ihtiyaç sahiplerine verilen para. Müslümanlıkta faizle borç vermek haramdır, günahtır. Borcunu ödiyemiyecek durumda onların borçlarını bağışlamak veya sonraya bırakmak sevaptır. Borcunu ödeyebilecek durumda olanlar da borçlarını zamanında ödemelidirler. Ödeyemiyecek olanlar da zamanından önce alacaklıya durumlarını bildirmelidir ki, o da işlerini ona göre ayarlasın. İslam'da devletin vazifelerinden biri de borçlulara yardımcı olmaktır.
- Debt.
- Debt, loan, obligation.
- Debit.
- Loan.
erteleme
- Ertelemek işi, tehir, tecil, talik
- Bk. ertelenmiş borç
- Postponement.
- Adjournment.
- Delay.
- Putoff.
- Suspension.
- Suspense.
- Continuance.
- Holdover.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
zorunluzorunlu altyazızorunlu anaerobzorunlu asalakzorunlu askerlikzorunlu askerlik sistemizorunlu borçlanmazorunlu çalıştırılanzorunlu değiştirgenzorunlu derszoruna gitmezoruna gitmekzorunda bırakılmakzorunda bırakmakzorunda kalmakborçborç aktarımıborç alan kimseborç almaborç almakborç altına girmekborç artığı veren sayışımborç bakiyesiborç belgesiborç belgiti ayırcasıborbor çeliğibor hidrürlerbor hücresibor karbür