zorunlu ne demek?
- Kesin olarak gereksinim duyulan, zaruri, mecburi, ıstırari
Tanzimat, gecikmiş de olsa, zorunlu, kaçınılmaz bir atılımdı.
N. Cumalı - Doğal olarak kaçınılması imkânsız olan, olumsal karşıtı.
- Zarûrî. ~ durum,zorunluluk durumu: ıztırâr hâli.
- İsteğe bağlı olmayan.
- Obligate.
- Bound.
- Apodictic.
- Bound to.
- Coercible.
- Compulsory.
- Derigueur.
- Enforced.
- Essential.
- Forced.
- Imperative.
- Imperious.
- Incumbent.
- Indispensable.
- Irremissible.
- Mandatory.
- Necessary.
- Obligatory.
- Obliged.
- Requisite.
- Unavoidable.
- Urgent.
- Forcedly.
- Compulsive.
- Inevitable.
- Apodictique
zorunlu altyazı
- Forced caption
zorunlu anaerob
- Oksijenli ortamda yaşayamayan, zorunlu oksijensiz ortamda yaşayan organizmalar.
- Obligatory anaerobe.