zorunda kalmak ne demek?
- Kesinlikle yapması gerekmek, yapmaya mecbur olmak
Kitabını basacak yayınevi bulamamış, onu kendi parasıyla bastırmak zorunda kalmıştır.
S. Birsel - Be obliged to.
zorunda bırakılmak
- Be reduced to.
zorunda bırakmak
- Yapmaya mecbur etmek
- Compel, obligate, oblige, reduce.
kalmak
- Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
- Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
- Konaklamak, konmak
- Oturmak, yaşamak, eğleşmek
- Hayatını sürdürmek, yaşamak.
- Varlığını korumak, sürdürmek
- Oyalanmak, vakit geçirmek
- Sınıf geçmemek.
- 1) yapılması düşünülmüş olduğu hâlde yapılmamak; 2) kararı bağlandığı hâlde uygulanmamak.
- Stay.