yuvarlanıp gitmek ne demek?
- Worry along.
worry
- Merakta kalmak, merak etmek
- Tedirgin olmak, rahatsız olmak
- Isırıp silkelemek, sinirlenmek
- Hırpalamak, taciz etmek
- Zorlamak, rahatsız etmek
- Üzmek, canını sıkmak
- Üzülmek, endişe etmek
- Endişelendirmek, endişelenmek
- Eziyet etmek
- Isırıp sarsmak(köpek)
yuvarlanış
- Yuvarlama işi veya biçimi
yuvarlan
- [yuvarlanmak] bowl, roll, roll over, roll up, trundle, trundle along, tumble, wallow, welter, wheel, trickle, shoot.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.