yalın ayak, başı kabak ne demek?
- Çok perişan bir kılıkta: İçinde yaz kış, bir don bir gömlekle yalın ayak, başı kabak bir adam oturur. -Y. K. Karaosmanoğlu.
yalın
- Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı).
- Çıplak, örtüsüz, kınından çıkmış
- Alev, ateş
- Çalgı veya düzeneğin doğal ve yalın tonunu alabilmek için tüm fasılaların tonu etkilemeyecek biçimde eşit ve tam orta seviyede konumlandırılması.
- Taş, büyük kaya
- Gösterişsiz, süssüz, sade.
- Alev, ateş.
- Taş, büyük kaya.
- Çıplak, örtüsüz.
- Assertoric.
yalın ad
- Yalın isim.
- (Derleme.. yalın isim) Birleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan ad : Ev, el, kol, baş, diş vb.
- Birleşik yapıda olmayan ve hiçbir yapım eki almamış olan ad: el, yel, dil, kir, yol, iş, baş, bu, kar vb.
- Simple noun.
- Nom simple
baş
- İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser
- Bir topluluğu yöneten kimse
- Başlangıç.
- Temel, esas
- Arazide en yüksek nokta.
- Bir şeyin genellikle toparlakça ucu
- Bir şeyin uçlarından biri
- Kasaplık hayvanlarda ve bazı yiyeceklerde adet.
- Çıban.
- İnsan vücudunun ağız, duygu organları ve beyni içine alan en ön bölgesi.