ayak ne demek?
- Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü.
- Bacak.
- Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri.
- Vücudun belden aşağı bölümü.
- Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi.
- Basamak.
- Fut.
- Futun küpü alınarak hesaplanan değer.
- Bk. üçayak
- (Türkiye'de) Bir ya da daha çok yapımcının, dağıtımcının yalnız kendi filmlerini oynatmak amacıyla bir mevsim boyunca kapattığı sinema ya da sinemalar topluluğu.
- Yer değiştirmeyi sağlayan ve çeşitli hayvanlarda çok değişik şekiller gösteren yapılar.
- Yazmalarda bir sayfayı ötekine bağlayan; bir sayfanın sonunda ve ikinci sayfanın başında yinelenen sözcük ya da harf. a. bkz. murakıp.
- Foot.
- Foot-operated.
- Stand.
- Stillage.
- Buttress.
- Hoof.
- Plates.
- Histrionics.
- Step.
- Rung.
- Tributary.
- Gait.
- Pace.
- Rhyme.
- Put-off.
- Base.
- Pedestal.
- Footing.
- Easel.
- Pedlar.
- Frontsman.
- Pitch-man.
- Market man.
- Shaft.
- Treadle.
- Prop.
- Pous, foot.
- Pied
üçayak
- Fotoğraf makinesi, televizyon kameraları vb. aletlerin üzerine oturduğu üç ayaklı düzen.
- Sacayağı.
- Bir halay çeşidi.
- Teodolit, fotoğraf makinesi gibi aygıtların üzerine oturduğu üç çubuklu düzen.
- Alıcı ya da göstericinin çalıştırılması sırasında sallanmamalarını sağlamak amacıyla kullanılan üç ayaklı destek.
- Tripod, stand, camera stand, support.
- Dreifuss, Stativ, Kinostativ
- Trépied,tripod
- Trépied, pied
ayak açmak
- (Halk edebiyatı terimi) Saz şâirleri arasında geçen bir yarışma sırasında içlerinden biri hasımlarını aynı neviden karşılık vermeğe mecbur eden muayyen ayaklı bir beyit söylemek.
- Âşıklar arasındaki tartışmalarda veya sıralı söyleyişlerde söze başlamak amacıyla kelime, kelimeler takımı, dize, beyit ile konuyu belirtmek.
ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- Insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşır.