yalın ne demek?
- Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı).
- Çıplak, örtüsüz, kınından çıkmış
Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı.
E. E. Talu - Alev, ateş
- Çalgı veya düzeneğin doğal ve yalın tonunu alabilmek için tüm fasılaların tonu etkilemeyecek biçimde eşit ve tam orta seviyede konumlandırılması.
- Taş, büyük kaya
- Gösterişsiz, süssüz, sade.
- Alev, ateş.
- Taş, büyük kaya.
- Çıplak, örtüsüz.
- Assertoric.
- Flat.
- Bald.
- Bare.
- Naked.
- Nominative.
- Plain.
- Severe.
- Simplex.
- Simplificative.
- Unvarnished.
- Vivid.
- Artless.
- Austere.
- Chaste.
- Conservative.
- Homely.
- Literal.
- Lowly.
- Modest.
- Quiet.
- Sober.
- Stark.
- Flame.
- Clean and spare.
- Uncovered.
- Steep.
- Frugal.
- Proper.
- Spartan.
- Uncoloured.
- Uncolored.
- Simple.
- Assertorique
- Asserere
yalın ad
- Yalın isim.
- (Derleme.. yalın isim) Birleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan ad : Ev, el, kol, baş, diş vb.
- Birleşik yapıda olmayan ve hiçbir yapım eki almamış olan ad: el, yel, dil, kir, yol, iş, baş, bu, kar vb.
- Simple noun.
- Nom simple
yalın ağ yönetimi iletişim kuralı
- (YAYK)
Yorumlar
Süssüz ve sade (söz ve yazı)