aya ne demek?
- Ayak tabanı.
- Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi.
- Yaprakların düz ve parlak bölümü.
- Tedavisi mümkün değil, iyileştirilmez. (Osmanlıca'da yazılışı: ayâ)
- (Şüphe ve tereddüt bildiren edat; hayret ve taaccüb, soru ile beraber ümid ifade eder) Acaba. Aya, nasıl oluyor. Hayret, sen bu işi nasıl olur da yaparsın?.. der gibi.(Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız! Aya, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra, hangi akıl ile onların sefahet ve batıl efkarlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz? Yok! Yok! Sefihane taklid edenler, ittiba değil; belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Agah olunuz ki, siz ahlaksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz! Çünki şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzadır! L.) (Osmanlıca'da yazılışı: âyâ)
- En kudretsiz, kabiliyetsiz. İktidarı hiç olmayan. (Osmanlıca'da yazılışı: a'ya)
- Palm of the hand.
- Verse of the Qur'an; also, a sign in the natural world or in prophetic history by which humanity is alerted to the truths of Allah.
- Six legged 'horse'.
- Palm.
- Across.
ayak
- Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü.
- Bacak.
- Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri.
- Vücudun belden aşağı bölümü.
- Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi.
- Basamak.
- Fut.
- Futun küpü alınarak hesaplanan değer.
- Bk. üçayak
- (Türkiye'de) Bir ya da daha çok yapımcının, dağıtımcının yalnız kendi filmlerini oynatmak amacıyla bir mevsim boyunca kapattığı sinema ya da sinemalar topluluğu.
aya ait
- Lunar.
aya inis
- Alighting on the moon