yüksek topuk ne demek?
High heel.
high
- Büyük vites
- Rekor, zirve, uçma
- Barometrenin yüksek olduğu bölge
- Argo esrar tesiri altında olma
- Yüksek, ali
- Kendini beğenmiş, azametli
- Yüce, muhteşem
- Mağrur, kibirli
- Tiz, yüksek perdeden
- Kokmuş (et)
yüksek topuklu
High heeled.
yüksek toplar
- Bir ayaptopu oyununda, diz üstü ya da daha yüksekte toplar.
topuk
- Ayağın yuvarlakça olan alt bölümü
- Ökçe
- Belli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku veya cevher kütlesi.
- Ayağın art bölgesi.
Ankle.
Self.
Bank.
Shoal.
Overfall.
Heel.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yüksek topukluyüksek toplaryüksek toplumyüküyüksek tonyüksek tabakayüksek tahsilyüksek tansiyonyüksek tansiyonum varyüksek tansiyonum var.yüksekyüksek açınıkyüksek alan kaymasıyüksek alaşım çeliğiyüksek anlıksal süreçleryüksek arazi vaşağıyüksek ateşyüksek ateşim var.yüksek atlamayüksek atlama sırığıyükseğe atmakyükseğe pompalamakyükseğine gitmekyükyük kütle oranıyük akımıyük aktarım dedektörleri, CTDyük aktarımıtopuktopuk buruntopuk çalmaktopuk demiritopuk duruşutopuk eklemitopuk ellemetopuk kemigitopuk kemiğitopuk kesmetoputopu atmaktopu ayağından almaktopu banda çarptırmaktopu deliğe sokan vuruş