ufalanmış kırık ne demek?
Comminuted fracture.
comminuted
- Bkz. kominütif
- Parçalanmış
- Ufalanmış
ufalanmış kaya parçaları
Brash
ufalanmış ekmek
Bread crumb.
kırık
- Kırılmış olan
- Melez.
- Tam nota göre düşük olan (not).
- Kırılmış bir şeyden ayrılan parça.
- Kemiğin bir etki ile kırılması.
- Bir şeyin kırılan yeri.
- Kırıntı.
- Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul.
- Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın.
- Fay.