kırıcı ne demek?
- Kırma işini yapan.
- Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse, kuruluş.
- Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyici, engelleyici.
- Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.).
- Kırınım oluşturan.
- Abrasive.
- Acid.
- Vitriolic.
- Breaking.
- Crushing.
- Offensive.
- Biting.
- Hurtful.
- Sharp.
- Offending.
- Harsh.
- Unkind.
- Stinging.
- Cutting.
- Disobliging.
- Galling.
- Injurious.
- Invidious.
- Scathing.
- Scorching.
- Shocking.
- Breaker.
kırma
- Kırmak işi.
- Kumaşın katlanmasıyla yapılan giysi süsü, pili.
- Kırılmış veya dövülmüş tahıl.
- Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi.
- Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
- Soyu karışmış, melez (hayvan).
- Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan.
- Bir özdeğin, doğrusal birleşimle yeniden oluşturulan yönrüngemsilerinden her biri.
- Ailesi birbirinden ayrı ırklardan gelen ve her iki ırkın özelliklerini taşıyan kimse.
- Melez.
kırıcı bir şekilde
- Disobligingly.
kırıcı eleştiri
- Smasher.