tura çıkmak ne demek?
- Gezinti yapmak.
Her ay, mehtapta bir iki kere merkeplerle tura çıkardık.
A. Ş. Hisar
gezinti
- Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh
- Kale duvarlarının iç tarafında kuleleri birbirine bağlayan dar yol.
- Bir çalgıyla belli bir parça çalmaksızın ezgiler çıkarma işi.
- Evlerde oda kapılarının açıldığı aralık, koridor.
- Sofa, balkon.
- Walk.
- Promenade.
- Stroll.
- Airing.
- Hike.
tura
- Tuğra.
- Halat gibi örülmüş iplik çilesi.
- Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil.
- Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu.
- Metal paranın resimli yüzü, tuğra.
- Kalkan, siper.
- 1. tuğra. 2. kalkan, sip turahan: osmanlı komutanlarından.
- (Aslı: Tuğra) t. Topuz gibi yapılmış mendil, kuşak gibi oyun aleti. Kös, davul, trampet gibi şeylere vurmaya mahsus ip veya çomak.
- Seni, sana, senin. (Osmanlıca'da yazılışı: tu-ra)
- Head.
tura katılmak
- Rubber, rubberneck.
çıkmak
- İçeriden dışarıya varmak, gitmek
- Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
- Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
- Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
- Süresi dolduğunda ayrılmak.
- Yapılmak, yürümek.
- Yetişecek ölçüde olmak.
- Eksilmek.
- Exit.
- Point.