telaşa vermek ne demek?

1. Davranış ve eylemleriyle çevresindekileri heyecana, aceleye, sıkıntıya sokmak.

   Bir münasebetsizin denizde boğulma taklidi yaparak vapuru telaşa verdiğini uzun uzun anlatmıştım.

   Reşat Nuri Güntekin

2. To alarm.

telaşa düşmek

1. Telaşlanmak
2. To get flurried, to take alarm, to flap.

telaşa düşürmek

1. Telaşlandırmak.
2. To alarm, to flurry.

vermek

1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
2. Bırakmak veya bağışlamak
3. Ondan bilmek, atfetmek
4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
6. Herhangi bir duruma yol açmak
7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
10. Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)