tehdit savurmak ne demek?
- Korkutmak, gözdağı vermek.
Adam, bunu sizin yanınıza komam, ikinizi de temizleyeceğim, diye tehdit savuruyormuş.
Haldun Taner - [tehditler savurmak] bluster.
tehdit
- Gözdağı
- Threat.
- Menace.
- Threatening.
- Danger.
- Intimidation.
- Jawbone.
- Constraint.
- Coercion.
tehdit eden
- Threatening, minatory, minacious.
savurmak
- Havaya atıp dağıtmak, saçmak
- Rüzgâr, şiddetle eserek bir yeri, bir şeyi altüst etmek, havaya kaldırmak, dağıtmak.
- Kaldırıp atmak, fırlatmak
- Şiddetle döndürerek sallamak, kaldırarak vurmak.
- Bir sıvının havalanmasını veya kaynayan sıvının taşmasını önlemek, soğutmak amacıyla alıp yine kendi kabına dökmek.
- Sallamak, uçurmak, dalgalandırmak
- Yalan, küfür vb. söylemek
- Boşuna ve çok miktarda harcamak, israf etmek.
- Rip out.
- Thunder.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tehdittehdit edentehdit ederektehdit etmektehdit mektubutehdit oluşturmaktehditkartehditkar söztehditle almaktehditle birinden para koparmatehdibtehdidtehdidamiztehdidattehdidensavurmaksavurmasavurma dökümsavurma kumusavurma kuvvetisavuralsavuralpsavurarak vuruşsavurgansavurgan kimsesavusavuksavulmasavulmaksavulun