tanıdık çıkmak ne demek?
- Önceden birbirlerini tanımış olmak, bildik çıkmak.
İşe yeni başlayan müdür, memleketten tanıdık çıktı.
- Bir şeyi daha önceden öğrenmiş, duymuş olmak
Sırrı Bey, bu iki ada hemen tanıdık çıktı ve artık oturduğu koltukta büsbütün uzanarak, bekliyoruz paşam, dedi.
Y. K. Karaosmanoğlu
tanıdık
- Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış
- Daha önceden bilinen, görülen, aşina
Familiar.
Friend at court.
Acquaintance.
Contact.
Friend.
Contact man.
Speaking acquaintance.
tanıdık olmayan
Unfamiliar.
çıkmak
- İçeriden dışarıya varmak, gitmek
- Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
- Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
- Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
- Süresi dolduğunda ayrılmak.
- Yapılmak, yürümek.
- Yetişecek ölçüde olmak.
- Eksilmek.
Exit.
Point.