sorun çıkarmak ne demek?
- Üzüntü verecek veya içinden güç çıkılır bir durum yaratmak
İskemlesinde sıkıntıyla kıpırdanarak iç geçirdiğini duydum, sorun çıkarmaya başladığımı düşünüyordu.
A. Ümit - Make a fuss, raise an issue.
sorun çıkaran kimse
- Troublemaker.
sorun
- Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem.
- Sıkıntı veren durum, dert.
- Bir soru ya da bir dizi soru aracılığıyla kişiyi soruların nedenleri ile sonuçlarını araştırmaya yönelten durum.
- Çözümü, yaratıcı düşünmeyi gerektiren önemli ve güç durum.
- Difficulty.
- Trouble.
- Question.
- Issue.
- Case.
- Cause.
çıkarmak
- Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- Sonunu getirmek.
- Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
- Bulmak, ortaya koymak.
- Hatırlamak
- Döküntülü hastalığa tutulmak.
- Çok hoşlanmak
- Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
- Belch.
- Dislocate.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sorun çıkaran kimsesorunsorun çözsorun çözmesorun çözme yeteneğisorun çözme yöntemisorun çözümüsorun değilsorun gidermesorun kaynağısorusoru adılısoru belirtecisoru cetvelisoru cevapçıkarmakçıkarmaçıkarma birliğiçıkarma eğiliminde olançıkarma gemisiçıkarma harekatıçıkarçıkar budakçıkar çevreleriçıkar grubuçıkar hesabıçıkacakçıkacak olançıkaççıkagelmeçıkagelmek