çıkar ne demek?
- Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
Kimse siyasi ve kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
Anayasa - Menfaat.
- Self.
- Capital.
- Expedience.
- Expediency.
- Grist to the mill.
- Number one.
- Stake.
- Convenience.
- Gain.
- Good.
- Self-interest.
- Self-seeking.
- Vail.
- Profit.
- Benefit.
- Interest.
- Advantage.
çıkar budak
- Çevresi ile bağlantısı zayıflayan ve bazı ağaç türlerinde kendiliğinden düşebilen budak türü.
çıkar çevreleri
- Vested interests.