sefalet içinde yaşamak ne demek?
- Rough it.
rough
- Tip kakmak, kötü davranmak
- Kabaca
- Pürüzlendirmek
- (spor) itip kakmak
- Pürüzlü, düzgün olmayan
- Tüylü
- Taşlık
- Inişli yokuşlu
- Kaba, zahmetli, sert
- Fırtınalı
sefalet
- Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
- Fakirlik, yoksulluk. Fakirlikten gelen sıkıntı. Sefillik.
- Misery.
- Poverty.
- Dog's life.
- Wretchedness.
- Beggary.
- Calamity.
- Sordidness.
- Squalidity.
sefalet bölgesi
- Bk. çöküntü bölgesi
içinde
- Süresince, zarfında
- Ortamında
- ... ile dolu bir biçimde.
- Included.
- Inside of.
- Within.
- Inly.
- Therein.
- Inside.
- Among.
yaşamak
- (mecaz) Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek
- (mecaz) Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak
- (mecaz) Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek
- Canlılığını, hayatını sürdürmek
- Sağ olmak.
- Varlığını sürdürmek.
- Oturmak, eğleşmek.
- Geçinmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak.
- Görüp geçirmek, başından geçmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sefaletsefalet bölgesisefalet çekmeksefalet dizinisefalet getirensefalet indeksisefalet mahallelerinin tasfiyesisefalet yuvasısefalete düşmeksefalematomsefalsefaladsefalaljisefasefa geldinsefa geldine gitmeksefa pezevengisefa sürmekiçindeiçinde alçı bulunaniçinde bulunmaiçinde bulunulan geceiçinde dolaşmakiçinde kaybolmakiçinde kullanma kılavuzu var mıiçinde lenf bulunaniçinde olmakiçinde oturmakiçiniçin içiniçin çalışmakiçin dogaliçin güncellestir