içinde dolaşmak ne demek?
Wander
wander
- Gezmek, dolaşmak, gezinmek, yolunu şaşırmak, kaybolmak, dalıp gitmek, sapmak, uzaklaşmak, sayıklamak, abuk sabuk konuşmak, kıvrıla kıvrıla gitmek
- Dolaşmak, gezinmek
- Yolu şaşırarak dolanıp durmak
- Yoldan çıkmak
- Konudan ayrılmak
- Sayıklamak, abuk sabuk konuşmak
- Içinde dolaşmak
- Dolaşma, gezinme
içinde
- Süresince, zarfında
- Ortamında
- ... ile dolu bir biçimde.
Included.
Inside of.
Within.
Inly.
Therein.
Inside.
Among.
içinde alçı bulunan
Gypsiferous
dolaşmak
- Gezmek, gezinmek
- Doğru gitmeyip yolu uzatmak.
- Dönüp başka bir yönden gelmek.
- Kan, damarlarda yer değiştirmek.
- Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek.
- Bir yeri belli bir amaçla gezmek.
- Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek.
- Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek.
Bat around.
Go for a walk.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
içindeiçinde alçı bulunaniçinde bulunmaiçinde bulunulan geceiçinde kaybolmakiçinde kullanma kılavuzu var mıiçinde lenf bulunaniçinde olmakiçinde oturmakiçinde oturulabiliriçiniçin içiniçin çalışmakiçin dogaliçin güncellestirdolaşmakdolaşmadolaşmamakdolaşmaya çıkmakdolaşmışdolaşdolaşandolaşan hücrelerdolaşan sinyaldolaşarak ayılmaya çalışmak