sarkıntı olmak ne demek?
- Sataşmak, takılmak, musallat olmak.
sarkıntı
- Asılı kalmak, sallanmak
- Aşağı doğru uzanan, sarkan şey
- Sataşma, takılma.
Droop.
Hang.
sarkıntılık
- Genellikle kadınlara sataşma, laf atma, rahatsız etme, huzur bozma, tasallut.
Molestation.
Man's making improper remarks or overtures to a woman.
Indecent assault.
Importunity.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
Happen.
Become.