sarkıntı ne demek?

  1. Aşağı doğru uzanan, sarkan şey

    ... kayışı siyaha yakın koyu lacivertti. Gümüşten üç büyük sarkıntısı vardı.

    Ö. Seyfettin
  2. Sataşma, takılma.
  3. Asılı kalmak, sallanmak
  4. (en)Droop.
  5. (en)Hang.

sarkıntı olmak

  1. Sataşmak, takılmak, musallat olmak.

sarkıntılık

  1. Genellikle kadınlara sataşma, laf atma, rahatsız etme, huzur bozma, tasallut.
  2. (en)Molestation.
  3. (en)Man's making improper remarks or overtures to a woman.
  4. (en)Indecent assault.
  5. (en)Importunity.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sarkıntı olmaksarkıntılıksarkıntılık etmeksarkıksarkık gerdansarkık kaşlısarkık kenarlı şapkasarkık kulaklar
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın