prima facie ne demek?
- Dış görünüşe göre
- İlk izlenime göre değerlendirilen
- Yüzünden
- İlk bakışta
dış
- Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı
- Bir konunun kapsamına girmeyen şey.
- Görülen, içte bulunmayan yüzey.
- Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları.
- Bireyin ötesinde bir varlığı olan.
- Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan.
- Yabancı ülkelerle ilgili.
- Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim.
- Açık havada geçen görünçlüklerin yer aldığı çekim; bu anlamda, kapalı bir yerde çevrilse bile, görüntüleri açık havayı, işlikdışını gösteren çekim için de kullanılır
- Açık havada çevrilmiş çekim. İç'in karşıtı.
prima facie case
- İlk bakışta haklı görünen dava
prima facie evidence
- Aksi kanıtlanmadıkça geçerli sayılan güçlü kanıt
- Karineden sayılan delil
face
- Yüz yüze gelmek
- Yüzüne bakmak
- Yönelmek; karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak; cesaretle karşılamak
- Karşılamak
- Iskambil kâğıt açmak
- Face up to: cesaretle karşılamak, farkına varmak
- Karşısında olmak/durmak.
- Yüz, çehre, surat, sima
- Küstahlık, cüret
- (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer
Türetilmiş Kelimeler (bis)
prima facie caseprima facie evidenceprima balerinprima ballerinaprima donnaprimaprimacyprimadonnaprimaevalprimageprimprim and properprim belgeleriprim of foreign exchangeprim of importfacientfaciesfacies anteriorfacies anterior lentisfacies anterior palpebrarumfacies articularis tuberculi costaefacies atrialisfacies auricularisfacies distalisfacies dorsalisfacifaciafacia boardfacia panelfaciaengiz