prima facie case ne demek?
- İlk bakışta haklı görünen dava
prima facie evidence
- Aksi kanıtlanmadıkça geçerli sayılan güçlü kanıt
- Karineden sayılan delil
prima facie
- Yüzünden
- İlk bakışta
- Dış görünüşe göre
- İlk izlenime göre değerlendirilen
face
- Yüz yüze gelmek
- Yüzüne bakmak
- Yönelmek; karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak; cesaretle karşılamak
- Karşılamak
- Iskambil kâğıt açmak
- Face up to: cesaretle karşılamak, farkına varmak
- Karşısında olmak/durmak.
- Yüz, çehre, surat, sima
- Küstahlık, cüret
- (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer
case
- Kutulamak, yerine koymak (kasa, kilif vb.)
- Kaplamak, ciltlemek, örtmek
- Dava
- Vaka
- Durum, vaziyet, hal
- Kasa
- Mesele, problem
- Hasta
- Gözetlemek, dikizlemek
- Ismin hallerinden biri
Türetilmiş Kelimeler (bis)
prima facie evidenceprima facieprimaprima balerinprima ballerinaprima donnaprimacyprimadonnaprimaevalprimageprimprim and properprim belgeleriprim of foreign exchangeprim of importfacientfaciesfacies anteriorfacies anterior lentisfacies anterior palpebrarumfacies articularis tuberculi costaefacies atrialisfacies auricularisfacies distalisfacies dorsalisfacifaciafacia boardfacia panelfaciaengiz