patlamak üzere olmak ne demek?
- Brew, simmer.
patlamak üzere
- In the wind.
patlamak
- Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek.
- Yırtılıp açılmak
- Yarılmak
- Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek.
- Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek.
- Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek.
- Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- Aşırı tepki göstermek.
- Blow out.
- Burst.
üzere
- Amacıyla
- Şartıyla.
- Neredeyse
- Gibi, bu yolda, bu biçimde.
- On the verge of.
- About to.
- On the brink of.
- On the point of.
- On condition of.
- According to.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.