patlamak üzere ne demek?
In the wind.
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
Lair.
Cave.
Hole.
Burrow.
patlamak üzere olmak
Brew, simmer.
patlamak
- Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek.
- Yırtılıp açılmak
- Yarılmak
- Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek.
- Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek.
- Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek.
- Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- Aşırı tepki göstermek.
Blow out.
Burst.
üzere
- Amacıyla
- Şartıyla.
- Neredeyse
- Gibi, bu yolda, bu biçimde.
On the verge of.
About to.
On the brink of.
On the point of.
On condition of.
According to.