palavra sıkmak ne demek?
- Draw the longbow.
draw
- Çizmek
- Karalamak, yazmak
- Çekmek
- Almak, kazanmak
- Kura çekmek
- Sürüklemek
- Çekme, çekiş
- Silâh çekme
- Çekilen bir şey (kur'a gibi)
- İlgi çeken herhangi bir şey
palavra atmak
- Abartarak konuşmak, başarılardan abartarak söz etmek
- Uydurma, asılsız bir söz veya haberi gerçekmiş gibi ortaya atmak
- Boast, palaver, romance.
palavra
- Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber
- Uzun ve boş konuşma, martaval, atmasyon.
- Genellikle posta vapurlarında üst güvertenin altındaki güverte.
- (İspanyolca) Mübalağalı söz, yalan söylenen söz.
- Jazz.
- Palaver.
- Talkee-talkee.
- Tall story.
- Shits.
- Tale.
sıkmak
- Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
- Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak.
- Dar gelmek
- Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek.
- Silahla ateş etmek
- Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak.
- Sıkıntı vermek
- Yalan söylemek.
- Hold tight.
- Grip.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
palavra atmakpalavrapalavracıpalavracı askerpalavracı kimsepalavracılıkpalavrası bolpalavrayı bırakpalavanpalavarapalaverpalapala bıyıkpala bıyıklıpala çalmakpala çekmeksıkmaksıkmasıkma başsıkma bileziğisıkma boyuttutarısıkma canınısıksık ağaçlısık ağaçlıksık bağ dokususık çimen parçasıSIsı birimlerisıabSIADHsıba