nasip olmak ne demek?
- Fırsat düşmek, elvermek
Günlerden bir gün bu güzel gemilere binme nasip oldu.
B. R. Eyuboğlu - Mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak
Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi.
R. H. Karay - To fall to one's share.
fırsat
- Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
- (Bak: Fursat)
- Opportunity.
- Chance.
- Occasion.
- Opening.
- Break.
- Facility.
- Show.
- Turn.
nasip almak
- (bektaşilikte) tarikata girme töreni yapılmak.
nasip etmek
- Fırsat vermek.
- Eriştirmek
- To grant.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.