fırsat ne demek?

  1. Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile

    İnsan, dedim, kendine bir ad takmak fırsatını bin yılda bir ele geçiremez.

    M. Ş. Esendal

    Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım.

    A. Ümit
  2. (Bak: Fursat)
  3. (en)Opportunity.
  4. (en)Chance.
  5. (en)Occasion.
  6. (en)Opening.
  7. (en)Break.
  8. (en)Facility.
  9. (en)Show.
  10. (en)Turn.
  11. (en)Room.
  12. (en)Scope.
  13. (en)Leisure.
  14. (en)Look in.
  15. (en)Permit.

fırsat beklemek

  1. En uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
  2. (en)Wait one's oppurtunity.

fırsat bilmek

  1. Bir şeyden belli bir amaçla hemen yararlanmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

fırsat beklemekfırsat bilmekfırsat bu fırsatfırsat buldukçafırsat bulmakfırsat düşkünüfırsat düşmekfırsat düştükçe yapılanfırsat eşitliğifırsat kaçırmakfırfır fırfır dönmekfır fırfırak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın