kucakına düşmek ne demek?
- Düşman, felaket, sefalet gibi kötü şeylerin ya da durumların içine düşmek, onlarla karşılaşmak.
kucak
- Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş
- Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan.
- Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
- Ortam, ocak
- Bosom.
- Arms.
- Embrace.
- Armful.
kucak çocuğu
- Yürüyemeyen, kucakta gezdirilen çocuk.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak