kel yanında kabak anılmaz ne demek?
- Bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir.
kel
- Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık.
- Saçı dökülmüş olan (kimse).
- Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)
- Gelişmemiş, cılız (bitki).
- İçinde az eşya bulunan.
- Liğe yakalanmış olan.
- Bare.
- Bald spot.
- Ringworm.
- Denuded.
kel başa şimşir tarak
- Birçok gereksinim varken gereksiz özenti ve gösterişi belirtir.
- Unnecessary luxury.
yanında
- Bir şeye, bir kimseye göre, nispetle
- In one's hearing.
- Nearby.
- Close by.
- Hard.
- At the side of.
- By the side of.
- Alongside.
- Beside.
- Next.
kabak
- Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita).
- Kabak kemane
- Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü.
- Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile.
- Kemane
- Ham, tatsız (kavun, karpuz).
- Tüysüz, dazlak
- Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği).
- Bilgisiz, görgüsüz, kaba.
- Kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından, çiçekleri huni şeklinde ve sarı renkli, ovaryum alt durumlu, etli ve olgunlukta açılmayan bakka tipi meyvesi olan, sürünücü ya da tırmanıcı, tek yıllık, otsu bitkiler. Sakız kabağı.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kelkel başa şimşir tarakkel hastalığıkel kafalıkel kahyakel mantarıkel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olurkel turna balığıkel turna balığıgillerkel turna baligikekeakeatskebkebabyanındayanında gezdirmekyanında götürmekyanında göze çarpmakyanında kimse olmayanyanında küçük göstermekyanında olmakyanında yeralmakyanındakiyanındakini küçük göstermekyanınayanına almakyanına bırakmamakyanına bile yaklaşmamakyanına gelmek