kayıp düşmek ne demek?
- Slide down.
slide
- Sıvışmak, kaybolup gitmek
- Bir telin tınlaması devam ederken tele ikinci kez vurulmaksızın tele basan parmağı klavyeden kaldırmadan tel boyunca değişik perdeler arasında kaydırma yöntemi.
- Kaymak, kötü yola düşmek
- Kayma
- Kaydırak
- Üstünden kayılarak gidilen yer
- Heyelan, toprak kayması
- Projeksiyon makinelerinde kullanılan resimli cam
- Lam
- Diyapozitif, slayt
kayıp
- Kaybolma, yitme, yitim.
- Kaybolmuş olan, yitik, zayi.
- Bk. yitirim
- Loss.
- Decrement.
- Forfeit.
- Sacrifice.
- Casualty.
- Disadvantage.
- Lacking.
kayıp açısı
- Loss angle.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kayıpkayıp açısıkayıp bagajkayıp çocukkayıp ekonomikayıp eşyakayıp eşya bürosukayıp eşya bürosu neredekayıp eşya bürosuna baktınız mıkayıp eşya bürosuna gitmelisinizkayıkayıbaykayıcıkayıcı dişlikayıcı dişli dingilidüşmekdüşmek sukut etmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemek