kalabalığı dağıtmak ne demek?
Decongest.
kalabalığı durdurmak için kurulan barikat
Crush barrier.
kalabalık
- Çok sayıda insan topluluğu
- Gereksiz, karışık şeyler topluluğu.
- Sayıca çok
Crowded.
Multitudinous.
Thronged.
Populous.
Congested.
Rush-hour.
Cohort.
dağıtmak
- Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
- Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek.
- Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak.
- Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak.
- İletmek, ulaştırmak
- Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek.
- Kurulu bir düzeni bozmak.
Rough up.
Dispatch.