kıtlığına kıran girmek ne demek?
- Bir şeyin bulunmaz olması.
Bu sene kirazın kıtlığına kıran girmiş.
kıtlık
- Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma
- Kuraklık, savaş vb. sebeplerle ürünün yetişmemesi ve bundan doğan açlık
- Yiyecek maddelerinde görülen darlık.
- Duygu, söz vb.nde azlık.
- Sınırsız insan isteklerini karşılayacak kaynakların yetersizliği.
- Bk. istem fazlası
- Kahtlık. (Bak: Kaht)
- Famine.
- Dearth.
- Shortage.
kıtlık değeri
- Mal, hizmet ve üretim faktörlerinin kıtlık düzeylerine göre piyasada oluşan göreli değerleri.
- Bir ressamın tablosu, antika mallar, elmas gibi sunumu göreli olarak düşük olan ve artırılamayan malların, istemin şiddetine göre piyasada oluşan göreli değerleri.
- Scarcity value.
kıran
- Kırma işini yapan (kimse).
- Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka sebep, ölet, afet
- Kıyı, kenar, çevre, uç.
- Dağ sırtı, tepe, bayır.
- Kıraç toprak.
- Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı.
- Çevre, kıyı, kenar.
- Ufuk.
- Tepe, yamaç, bayır.
- (C.: Kıranat) Yakınlık, mukarenet.
girmek
- Dışarıdan içeriye geçmek
- Sığmak.
- Yer almak, katılmak, iltihak etmek
- Almak, fethetmek
- İncelemek, ayrıntılara inmek.
- Girişmek, başlamak
- Bulaşmak.
- Zaman anlamlı kavramlar için gelmek.
- Draw into.
- Enter into.