kıraat etmek ne demek?
- Okumak
Olsa olsa mevzun cümlelerden mürekkep bir parçayı iyi kıraat etmiş olur.
Y. K. Beyatlı
okumak
- Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek
- Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
- Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
- Şarkı, türkü, şiir vb.ni sesli olarak veya ezgi ile söylemek
- Bir şeyin anlamını çözmek.
- Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek.
- Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
- Sövmek, küfretmek.
- Read.
- Study.
kıraat olunacak eserler
- Bk. okunacak yapıtlar
kıraat
- Okuma
- Kur'an'ın belli kural ve işaretlere göre okunması.
- Okuma. Düzgün ve çabuk okuma.
- Reading okuma.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kıraat olunacak eserlerkıraatkıraathanekıraathanecikıraathanecilikkıraatı sebakırakıra çıkmakkıra kırakırkır atın yanında duran ya huyundan ya suyundankır baykuşukır bekçisikır boynunukıbabkıbahkıbalkıbbkıbbeetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme