girmek ne demek?
- Dışarıdan içeriye geçmek
İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı.
H. Taner - Sığmak.
- Yer almak, katılmak, iltihak etmek
Bugün edebiyat imtihanına girdim.
Y. Z. Ortaç - Almak, fethetmek
- İncelemek, ayrıntılara inmek.
- Girişmek, başlamak
Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum.
N. Ataç - Bulaşmak.
- Zaman anlamlı kavramlar için gelmek.
- Draw into.
- Enter into.
- Walk in.
- Walk into.
- Step in.
- Go in.
- Go into.
- Come in.
- Come into.
- Be enroled.
- Be enrolled.
- Gain admission.
- Enter on.
- Enter upon.
- Get in.
- Incur.
- Insert.
- Keyboard.
- Pull.
- Sail in.
- Slide into.
- Slip into.
- Step.
- Strike in.
- Infiltrate.
- Sink into.
- Penetrate.
- To come in.
- To enter.
- To go in.
- To break into.
- To fit.
- To join.
- To participate in.
- To go into.
- To enter upon.
- To begin.
- To start.
- To reach.
- To cost too much.
- Enter.
- To penetrate.
- To teac.
dışarıdan
- From abroad
girme
- Girmek işi.
- Gaz ya da sıvının bir katı içinegirmesi.
- Işınımın ve ışınetkin parçacıkların gereç ve nesnelerden geçmesi.
- Entrance.
- Entering.
- Entry.
- Admission.
- Trespass.
- Ingress.
- Intake.
girme fiyatı
- Bk. giriş fiyatı