almak ne demek?
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı.
N. Cumalı - Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
Biz bir ya da iki parti alır, çekiliriz piyasadan.
N. Cumalı - Ele geçirmek, fethetmek
Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş.
Ö. Seyfettin - İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
- Take.
- Receive.
- Accept.
- Take in.
- Seize.
- Capture.
- Conquer.
- Pick up.
- Gain.
- Put on.
- Admit.
- Assume.
- Borrow.
- Collect.
- Come in.
- Divest smb.
- Draw.
- Enter on.
- Enter upon.
- Enucleate.
- Excise.
- Extract.
- Fetch.
- Garner.
- Have.
- Help one.
- Claim.
- Derive.
- Hold.
- Keep.
- Obtain.
- Score.
- Secure.
- Trade.
- To take.
- To get.
- To receive.
- To buy.
- To take sb in marriage.
- To hold.
- To take along.
- To call for.
- To capture.
- To conquer.
- To catch.
- To take on.
- To hire.
- To employ.
- To move.
- To remove.
- To take away.
- To sweep.
- To clean.
- To dust.
- To sense.
- To smell.
- To purchase.
- To marry a girl.
- To be able to contain.
- Get.
- Take on.
- Occupy.
çevirmek
- Bir şeyin yönünü değiştirmek
- Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
- Döndürerek hareket ettirmek
- Yönetmek, idare etmek
- Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek.
- Geri göndermek.
- Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek.
- Çevrilemek, tevil etmek.
- Çevirim eylemi.
- Shoot, take, film, cinematograph.
alma
- Bkz. kendine çekme, tutulum
- Almak işi.
- Alıntı, iktibas
- Bk. çevirim
- Vericiden gönderilerek dalgalık yardımıyla toplanan resim ve ses imlerininalmaçta belirmesi.
- İade ilmühaberi.
- Acceptance.
- Adoption.
- Excision.
- Extraction.
alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı
- Biniciler doru ve kır donlu atları, sarı, al ve yağız renkli olanlardan daha üstün sayarlar, o nedenle at alırken seçimi ona göre yapmak gerekir.