külfet yüklemek ne demek?
- Task
task
- İş, görev, vazife
- Ödev, proje
- Hizmet
- Külfet
- İş vermek, görevlendirmek
- Külfet yüklemek
- İtham etmek, suçlamak
külfet
- Sıkıntı, zorluk
- Büyük masraf
- Yük. ~ i isbât: tanıt yükü.
- Zahmet. Sıkıntı. Yorgunluk. Zahmetli iş. Adetten ve lüzumundan çok yorularak çalışmakla iş yapmak.
- Trouble.
- Bother.
- Fatigue.
- Great expense.
- Inconvenience.
- Obediential obligation.
külfetli
- Sıkıcı, zor, yorucu, özen isteyen.
- Büyük masraf gerektiren
- Troublesome.
- Inconvenient.
- Burdensome.
- Cumbersome.
- Cumbrous.
- Onerous.
- Involving great expense.
yüklemek
- Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak.
- Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak.
- Bir suçu birinin üstüne atmak
- Bir cisme elektrik gücü vermek.
- Lay smth.
- At one's door.
- Ascribe.
- Burden.
- Charge.