just in time ne demek?
- Tam zamanında
tam
- Eksiksiz, kesintisiz
- Bütün, tüm.
- Zaman ve yer için anlamı kesinleştirir
- Uygun olarak, tıpkı, aynı.
- Sırasında, anında
- Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz
- Amerikan doları.
- Bk. belgin
- Yeme. Tad. Lezzet. Zevk. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'm)
Unqualified.
just in time production
- Sıfır stoklu üretim
just in time purchasing
- Tam zamanında satınalma
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
Lair.
Cave.
Hole.
Burrow.
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre
Türetilmiş Kelimeler (bis)
just in time productionjust in time purchasingjust in that wayjust in casejust a couple of wordsjust a littlejust a litttle bitjust a momentjust a moment agojustjust a moment pleasejust a secjust a secondjust a trim pleasejusjus civilejus gentiumjus naturalejus non scriptuminin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agree