just ne demek?
- Sadece, yalnız
There are just two new students this year. / Bu sene sadece iki yeni öğrenci var.
- Adil, haklı, insaflı, dürüst
- Tam
just across from us / tam karşımızda
just at that spot / tam o noktada
That's just what I've been looking for. / O tam aradığım şey
- Iyi, makul, mantıklı
- Hemen, şimdi, biraz önce
She has just arrived. / Şimdi geldi.
I was just going out the door when the telephone rang. / Tam kapıdan çıkıyordum ki telefon çaldı.
- Net, berrak
- Tam, tam tamına, kesin olarak
- Ancak
- Güçbela, ancak, zorla
- Yerinde, tam, doğru
- Hemen hemen
- Neredeyse
- Joust.
just a couple of words
- Iki çift laf
just a little
- Birazcık, bir parçacık