gelgit düzeyi ne demek?
- Tide level
tide
- Akıntı ile yüzmek
- Gelgit
- Met ve cezir, meddücezir
- Akıntı
- Zaman, vakit
- Mevsim, saat
- Akış, cereyan, istikamet, temayül
- Gelgit gibi yükselip alçalmak
- Akıntı ile gitmek
- Gelgit yardımı ile limana girmek veya çıkmak
gelgit akıntısı
- Özellikle anadeniz kıyılarındaki sığ koy ve boğazlarda görülen, kabarma sırasında denizden karaya, çekilme sırasında da ters yönde oluşan akıntı.
- Tidal current.
- Courant de marée
gelgit çizelgesi
- Tidetable
düzey
- Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye.
- Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye.
- Ölçülen bir niceliğin değişkene bağlı olarak değişiminde ulaştığı düzlük.
- Seviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan.
- Bir kimsenin başkalarına göre değer ve yücelik derecesi.
- Level.
- Grade.
- Plane.
- Degree.
- Pitch.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
gelgit akıntısıgelgit çizelgesigelgit çizgisigelgit enerjisinden elektrik üreten sistemgelgit genliğigelgitgelgit havzasıgelgit ile ilgiligelgit izigelgit kabilindengelgeçgelgeç gönüllügelgeç istekgelgeç söyleşmesigelgeççidüzeyinde olmakdüzeydüzey ayrımlaştırmadüzey kümesidüzeydeş geçitdüzedüze çıkmakdüze inmekdüzebandüzeçdüzdüz açınıkdüz akımdüz akıma çevirmekdüz akıntı