gözde çocuk ne demek?
- White haired boy.
white
- Ak renk
- Beyazlık, aklık
- Biyol
- Renksiz, sararmış, soluk, solgun
- Lepiska, san
- Gümüşten yapılmış boş,yazısız, saf, lekesiz: beyazlar giymiş
- Öfkeden bembeyaz kesilmiş
- Akkor
- Beyazlatmak, ağartmak
- Badana sürmek
gözde
- Osmanlı sarayında padişahın ilk dört cariyesine verilen unvan.
- Beğenilen kadın.
- Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen kimse veya şey, favori.
- Önemli bir kimsenin beğendiği kadın.
- Bk. odalık.
- Göze girmiş olan sevilen beğenilen, benimsenen.
- Favorite.
- Favourite.
- Preffered.
- Blue boy.
gözdegül
- Beğenilen gül.
- Hoş görünen gül.
çocuk
- Küçük yaştaki oğlan veya kız
- Soy bakımından oğul veya kız, evlat
- Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak
- Genç erkek.
- Büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi.
- Büyüklere yakışmayacak biçimde düşüncesizce davranan kimse.
- Belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse.
- Bebeklik çağı ile erginlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan.
- Nipper.
- Bairn.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
gözdegözdegülgözdeğmegözdeğme sağaltımıgözdeğmelikgözdeğmesinden korunmagözdemirigözdengözden çıkarılabilirgözden çıkarılan birlikgözdağıgözdağı vermekgözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamakçocukçocuk aldırmakçocuk alfabesiçocuk ana baba saplantısıçocuk ansiklopedisiçocuk arabasıçocuk bahçesiçocuk bakıcıçocuk bakıcılığıçocuk bakıcılığı yapmakçocuğa bakarak aile yanında kalan kızçocuğa bakarak aile yanında kalmakçocuğa bakmakçocuğa dönük eğitimçocuğa dönük okul