gözde ne demek?
- Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen kimse veya şey, favori.
Kanmamaya dayanan bir oyunun gözde bir temsilcisi olmuştu.
Üstün Dökmen - Göze girmiş olan sevilen beğenilen, benimsenen.
- Önemli bir kimsenin beğendiği kadın.
- Osmanlı sarayında padişahın ilk dört cariyesine verilen unvan.
- Beğenilen kadın.
- Bk. odalık.
- Favorite.
- Favourite.
- Preffered.
- Blue boy.
- Fair boy.
- Dearest.
- Minion.
- Popular.
- In favour.
- Mistress.
- Much liked.
- Much thought of.
- Favoured one.
- Favo u rite.
odalık
- Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın
- Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal
- Padişah ve şehzadelerin, saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın.
- Concubine.
- Odalisque.
- Female share.
gözde çocuk
- White haired boy.
gözdegül
- Beğenilen gül.
- Hoş görünen gül.