flouter ne demek?

  1. Küçümseyen kimse
  2. Alçaltan kimse
  3. Aşağılayan kimse
  4. Hor gören kimse
  5. Alay eden kimse, alaycı

küçümseyen

  1. (en)Underestimating, condescending, cynical, deprecating, deprecatory, disdainful, disparaging, scornful, sneering, snide, snooty.

flout

  1. Açıkça itaat etmemek, karşı koymak, muhalefet etmek
  2. Alay etmek, eğlenmek
  3. Hakaret etmek
  4. Küçümsemek, hor görmek
  5. Hürmetsizce davranmak
  6. Alay
  7. Karşı koyma.
  8. Alay etmek, küçümsemek, takmamak, burun kıvırmak

flounce

  1. Öfke ile fırlamak
  2. Sabırsızca davranmak
  3. Into -e bir hışımla girmek. out bir hışımla çıkmak.
  4. Öfke veya sabırsızlıkla yerinden fırlayıp yürümek
  5. Fırlayıp yürümek, azametle yürümek
  6. Farbala ile süslemek, volan koymak.
  7. Donuvermek
  8. Fırlayış, atılış.
  9. Farbala, volan

Türetilmiş Kelimeler (bis)

floutflounceflouncedflounderflounder aroundflounderingflofloatfloat a banfloat bridgefloat chamber
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın